Oranlar nereye gidiyor? Yıldırım ekonomiyi kurtarabilir mi?
Seçim sonrası hızlanan döviz kurlarındaki artış devam edecek mi? Ekonominin Mehmet Şimşek’e emanet edilmesi dolardaki yükselişi frenleyebilir mi? Şimşek’in göreve geliş kuralları nelerdir? Erdal Sağlam’ın yorumu. Seçimler bitti, Cumhurbaşkanı Erdoğan yine kazandı ama Merkez Bankası kurları tutturmakta çok zorlanıyor. Döviz rezervlerinin erimesi nedeniyle müdahale ihtimalinin azalmasıyla birlikte döviz kurlarındaki artışın önümüzdeki dönemde de devam edeceği ve dolar kurunun 25-26 TL’ye kadar çıkabileceği konuşuluyor.
Piyasadaki 25-26 TL dolar kuru beklentisine rağmen mevcut ekonomi Anlayış devam ederse bu rakamın geçeceğini tahmin eden birçok piyasa oyuncusu var. Ancak yeni bir ekonomik yönetim ve mevcut politikalarda değişiklik olması halinde ekonominin gidişatını kontrol altına almak mümkün görünmektedir.
Seçim öncesi yapılan varsayımlarda düzgün bir ekonomi ekibi ve anlayışı olan muhalefet kazanırsa ekonomide işlerin düzeleceği söylendi. Ancak mevcut ekonomik takım ve siyaset devam ederse kurların tutunmayacağı tahmin ediliyordu. Bu varsayımın geçerli olduğunu söyleyebiliriz. İkinci tipten sonra Merkez Bankası döviz kurlarını sabit tutmak için döviz rezervlerini satmaya devam etti. Ancak döviz kurlarındaki yükseliş hızlandı. İlk sağlık seçimlerinden bu yana dolar kurundaki artış oranı yüzde 5’e yaklaştı. TL’deki değer kaybını bu noktada tutabilmek için Mayıs ayında rezervlerdeki azalmanın 20 milyar dolar olacağı varsayılıyor.
Döviz kuru üzerindeki baskı neden azaldı?
İkinci tür seçim öncesinde, döviz kurunu sabit tutmak için yapılan büyük rezerv satışları nedeniyle swaplar hariç kamu yükümlülüğü dahil net döviz rezervlerinin eksi 79 milyar doların altına düştüğü biliniyordu. Rezervlerden satışlar bu hafta da devam etti ve Çarşamba akşamı itibarıyla net rezervlerin eksi 82 milyar doların altına düştüğü iddia ediliyor.
Bu nedenle döviz kurlarındaki artışın önümüzdeki günlerde de devam etmesi kaçınılmaz. Bu ortamda rezervden satışlar daha da fazla olabilirdi ancak piyasalarda ikinci tip seçimlerin ardından “Mehmet Şimşek’in ekonominin başına geçeceği beklentisi” arttıkça kur üzerindeki baskı bir miktar azaldı. Piyasalarda bu umut devam ediyor gibi görünürken, piyasa oyuncuları “Yıldırım ekonomiye güçlü bir şekilde isabet etmezse döviz kurlarındaki artış hızlanabilir ve kontrolsüz hale gelebilir” diyor.
Kritik soru: Göreve hangi yetkilerle gelecek?
Son günlerin en çok merak edilen bahsi; Piyasaların umutla beklediği Mehmet Şimşek hafta sonunda yapılacak açıklamayla ekonominin başına geçecek mi? Şimşek’in umutlu olmasının en büyük sebebi ise mevcut ekonomi politikalarında köklü değişiklikler yapacağı algısı. Aksi takdirde Şimşek’in iş kabul etmeyeceğine dair yaygın bir kanı var.
Son iki gündür Şimşek’in göreve gelmesiyle ilgili beklentiler oldukça arttı. AKP’den bu atamanın yapılmayacağına ve mevcut politikaların devam ettirileceğine dair görüşler olsa da Şimşek’in göreve geleceği yönünde beklenti baskın.
Edindiğimiz bilgilere göre bu atamanın yapılması muhtemel görünüyor. Ancak burada kritik nokta, Şimşek’in bu göreve ne kadar güçlü geleceği, istediğini yapmasına izin verilip verilmeyeceğidir. Edindiğimiz bilgilere göre; Şimşek, başta faiz olmak üzere ekonomik kararlarda yetkili olmayı ve başta Merkez Bankası olmak üzere yıpranan ekonomi takımlarında değişiklik yapılmasını talep etti. Bu taleplerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilip edilmediğini şu an bilmiyoruz.
Mehmet Şimşek güçlü bir şekilde iktidara gelirse yani Merkez Bankası yönetiminde istediği değişiklikle güçlü bir konuma sahip olduğu görülecek ve piyasalar bu durumun düzelebileceğine güven duyacaktır. Şimşek’in tek başına göreve gelmesi ya da sadece danışmanlık yapması halinde piyasaların güveni elbette çok daha az olacaktır.
Şimşek göreve başlarsa kurdaki gidişat ne olacak?
Şimşek’in konumunun sağlamlığı, kur artışları dahil tüm ekonomik gidişatın normalleşmesinde çok değerli rol oynayacaktır. Bu durumda döviz kurlarının yeniden bir miktar yükselebileceği ancak artık kontrol altına alınacağı konuşuluyor. Faiz artışlarının dozu ve büyüyecek olan bütçe açığının finansmanı için yapılacak planlama ile birlikte siyasi faiz oranlarının ne kadar artması gerekeceği belirlenecek. Şimşek’in göreve güçlü bir şekilde atanmasının seçim nedeniyle ortaya çıkacak maliyeti nasıl etkileyeceği gibi, ekonomik enkazın kaldırılmasının ne kadar süreceği de belli olacak. Özetle; Yıldırım göreve güçlü gelirse oranlar bir ölçü daha artabilir ama sonra ya o noktada kalın ya da biraz aşağı inin. Ama mevcut ekonomi politikalarının devamı için bir isim atanırsa o zaman kurların nereye kadar gideceğini kestirmek çok zor görünüyor. Bu durumda döviz kurlarındaki artış engellenemeyeceği için eninde sonunda faiz oranlarının yükseltilmesi gerekecektir. Bu durumda hem daha yüksek faiz oranları gerekecektir hem de döviz kurları daha da yukarılarda istikrar bulmaya çalışacaktır. Bu ortada kaybedilen zaman faturanın düzgün bir şekilde büyümesine de sebep olacaktır.
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?