HEP-SEN’den Siyasi Partilere Seçime Girmeleri İçin Açık Çağrı!
Hemşireler ve Tüm Sağlık Çalışanları Sendikası (HEP-SEN), 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine iki hafta kala ülke yönetimine talip olan siyasi partiler için bir manifesto yayınlayarak siyasi partilere açık çağrıda bulundu. HEP-SEN Genel Lideri Yunus Şimşek, sağlık çalışanları ve ülkede yaşayan tüm vatandaşların huzuru ve esenliği için siyasi partilere seslendi. HEP-SEN manifestosunda; Sağlıkta idari reformlar, liyakat sisteminin yeniden kurulması, sağlıkta şiddetin sona erdirilmesi için gerekli düzenleme ve yasaların uygulanması, artan enflasyonla birlikte yaşanan ekonomik krize karşı sağlık çalışanlarına barınma desteği, sağlık kurumlarında adil tek tip ödeme sisteminin kurulması, çift başlılıktan ve bireysel performanstan vazgeçen, hastaların müşteri olarak görüldüğü anlayıştan ve daha birçok konudan hemen uzaklaşan. Orgeneral Şimşek, Türkiye’yi yönetmeye aday tüm siyasi partilere hitaben yaptığı mesajda, sadece sağlık çalışanlarının sağlığı ve huzuru için değil, tüm toplum için taleplerde bulunduklarını vurguladı.
İşte HEP-SEN’in Siyasi Partilere Açık Daveti:
- HEP-SEN olarak topluma daha kaliteli hizmet vermek ve çalışanlarının hak ve menfaatlerini korumak adına 2 yıldır aralıksız bir çaba içerisindeyiz. Ülkemizde yapılacak genel seçimlere kısa bir süre kala tüm partilere başarılar dileriz. Ülkeyi yönetmeye talip olan tüm siyasi partilere açık davetimizdir. Bu talepler sadece sağlık çalışanları için değil, bu toplumun sağlığı ve geleceği için de geçerlidir.
- Sağlıkta idari reform artık zorunludur. Sağlık hizmetleri bir bütün olduğu gibi sağlık camiası da bir aile olduğu gibi sağlık hizmetlerinde yönetim organizasyonunda da bir bütün olarak hareket etmek gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı sadece bir mesleğin değil, tüm sağlık mesleklerinin bakanlığıdır. Bu nedenle sadece sağlık hizmetlerinde değil, sağlık hizmetlerinin yönetiminde de bir ekip anlayışıyla yaklaşmak 21. yüzyılın ve çağın gereğidir.
Çağdaş ve Katılımcı Bir İdari Reform Yapılmalıdır
- Resmi olarak 1920 yılında kurulan Sağlık Bakanlığı, kuruluşundan bu yana birçok sağlık mesleğinin grup ruhuyla bu topluma sağlık hizmeti vermiştir. Üst düzey yönetim anlayışında bu grup anlayışından, birlik ve beraberlikten bahsetmek ne yazık ki mümkün değil. 21. yüzyılda çağdaş ve katılımcı bir yönetim reformunun yapılması, birçok sağlık mesleğinin hizmetlerinde söz hakkına sahip olması ve bu topluma daha kaliteli bir sağlık hizmeti sunulması kaçınılmazdır. Her mesleğin kendi kaderini belirleme noktasında söz hakkı ve mesleklerinin gelişmesi için temsil hakkının olması esastır.
Liyakat Hemen Sağlanmalıdır
- Sağlık hizmetlerinde yönetici belirleme prosedürleri gözden geçirilerek bir an önce liyakat sağlanmalıdır. Fırsat eşitliği ilkesi dikkate alınarak sınavlarla seçilmelidir. Sağlık meslek mensuplarının görev, yetki ve sorumluluklarının tam olarak tanımlanması, hiçbir şekilde yöneticilerin vicdanına bırakılmaması, yasal düzenlemelerin en kısa sürede, sınırları net bir şekilde çizilmiş olarak yapılması.
- Her türlü aile içi ve dış şiddeti en kısa sürede ortadan kaldırmak, yasal düzenleme ve yaptırımları sağlamak, tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında gerekli fiziki tedbirleri almak.
- Enflasyonun arttığı ekonomik krize karşı sağlık çalışanlarına barınma sağlamak, 24 esaslı çalışan tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında tüm sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını en kısa sürede karşılayacak düzeyde kreş imkanları sağlamak.
- Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında, çift başlılıktan ve kişisel performanstan vazgeçerek, geleceğe güvenle bakarak adil bir tek tip ödeme sistemi oluşturmak. Parçalanmış tüm istihdam modellerini terk ederek, güvenceli istihdam modelinin tüm sağlık camiasına uygulanması.
- Eğitimde lisansüstü doktora yapanlar başta olmak üzere tüm sağlık profesyonellerinin alanında uzmanlaşmalarının önünün açılması için gerekli alt yapının hazırlanması ve bu uzmanlığa göre atanmalarının sağlanması sağlık camiamızın ve bu camiamızın talebidir.
‘Hastaneler iş hastasıdır’ anlayışı terk edilmeli
- Hastanelerin işleyen, hastaların müşteri olarak görüldüğü anlayıştan uzaklaşılmalı, daha az insanla daha çok iş yapma ve ucuz iş gücü yaratma anlayışından bir an önce vazgeçilmelidir. Ülkemizde sağlık meslek mensubu sayısı OECD verilerinin gerisinde olup, atama bekleyen çok sayıda sağlık meslek mensubunun istihdamı ile bu açığın OECD ortalamasına indirilmesi gerekmektedir. Bu talepler sadece sağlık çalışanları için değil, vatandaşlarımızın sağlığı ve geleceği için de son derece değerlidir.
- Tüm siyasi partilerimize bu daveti yeniliyor, bu hususların seçim beyannamelerinde yer almasını ve siyasi partiler iktidara geldiğinde bir an önce bu konuların hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Ve son olarak, tüm siyasi partilerin sağlık kurullarında sağlık profesyonellerini homojen ve adil bir şekilde temsil etmeleri tüm sağlık camiasının haklı talebidir. Bilime ve akla uygun olarak atılacak her adım bu topluma hizmettir. (BSHA-Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)